24 Haziran 2015 Çarşamba

Telefonla İlgili 18 İlginç Bilgi



Telefon aracılığıyla iletilen ilk cümle şuydu: "Bay Watson, buraya gelin. Sizi görmek istiyorum.” Söyleyen tabii ki telefonun mucidi olan Alexander Graham Bell. “Bay Watson” dediği ise asistanı Thomas Watson. Tarih, 10 Mart 1876.

Telefonu açtığımızda neden alo diyoruz? İnternette dolaşan bir hikayeye göre, Alexander Graham Bell’in “Allessandra Lolita Oswaldo” adında bir sevgilisi vardı. Alo da, işte bu kadının baş harflerinden geliyor. İnanmayın arkadaşlar. Graham Bell evliydi ve karısının adı “Mabel Gardiner Hubbard”dı. 

Graham Bell’in önerdiği telefon açılış kelimesi, gemilerde kullanılan Ahey’di. Ama o tutmadı. Yakından tanıdığımız bir diğer mucit, Thomas Edison, başka bir kelime önerdi: “Hello”, yani merhaba. Herkes kısa sürede bunu benimsedi.

Peki biz neden alo diyoruz? Çünkü İngilizce konuşulan ülkelerde telefonu “hello” diyerek açıyorlar. Biz de muhtemelen bunu taklit etmişiz. “Hello” olmuş “Alo”.

Dünyanın pek çok yerinde telefonun açılış cümlesi Hello’nun türevleridir. İtalyanlar ise “Pronto” der. Bu da “hazır” demek. Telefonda neden böyle dediklerini İtalyanlar da bilmiyor. Bir şekilde alışkanlık olmuş işte.

İlk cep telefonuyla aramayı 1973 yılında Motorola’da çalışan bir mucit yaptı: Martin Cooper. Her ne kadar cep telefonunu bulan kişi olmasa da, katkılarından ötürü "cep telefonunun babası" kabul ediliyor.

1983 yılında Amerika’da piyasaya çıkan cep telefonlarının fiyatı 4000 dolardı. Yani yaklaşık 10 bin Türk lirası.

IBM firması 1993 yılında ilk dokunmatik ekranlı telefonu üretti. Hatta içinde email programı bile vardı.

İlk fotoğraf makinalı cep telefonu Japon “Sharp” firması tarafından üretildi. J-SH04 adındaki model 1 Kasım 2000’de piyasaya çıktı.

Şu an cebinizde olan akıllı telefon, aya insanları ilk kez götüren Apollo 11’in bilgisayarından daha iyi bir bilgisayar.

Cep telefonunun tuşlarında, umumi tuvaletten 18 kat daha fazla bakteri olduğu tespit edilmiş. Bu da demek oluyor ki, ellerimizi daha sık yıkayalım arkadaşlar.

Akıllı telefonların arkasında 250 bin farklı kişiye veya kuruma ait patent var. Herbiri için ayrı ücret ödenmiş yahut ödeniyor.

Meksika’daki uyuşturucu örgütleri, telefon teknisyenlerini kaçırıp kendi aralarında konuşacakları, yani o örgüte özel cep telefonu ağları yaptırıyorlar.

Uçakta cep telefonu kullanmanın aslında uçuşa bir zararı yok. Ancak yüksekte ve hareket halinde olduğumuz için telefonun gönderdiği sinyaller pek çok baz istasyonunu meşgul ediyor. Bu nedenle diğer aramalar bloke olabileceği için uçaklarda telefonla konuşmaya izin verilmiyor.

2011 yılında Norveç’te bir çocuk, etrafını saran kurtları, telefonundan çaldığı Megadeth şarkısı ile kaçırdı. Bilmeyenler için, bu bir heavy metal grubu.

Dünyadaki toplam cep telefonu sayısı 4,5 milyar. Bunların 1 milyar 750 milyonu akıllı telefon.

iPhone satışları olağanüstü seviyelerde olsa da aslında dünyadaki telefonların yüzde seksensekizi iphone değil. Yani asıl kral olan Android.

En Tehlikeli 5 Yiyecek 3 İçecek

Bu yemeğin adı San Nak Ji. Yavru ahtapotu canlı canlı yiyorlar. Güney Kore’de çok popüler. Tehlikeli olansa şu: Ahtapot parçalara ayrılsa bile hareket etmeye devam ediyor. Yutarken vantuzlarıyla insanın boğazına yapışma, soluk borusunu tıkama ihtimali var.

Sıradaki yemeğimizin ismi Hakarl. İzlandalılar yapıyor. İzlanda kıyılarına özel bir köpekbalığı 4-5 ay bekletilerek çürütülüyor. Peki neden? Çünkü köpekbalıkları içlerine doğru işediği için tazeyken yenilemiyor. Bekletilerek çişten, yani üreden arınması sağlanıyor. Ama tabii hala yüksek miktarda amonyak içerdiği için emin ellerde yapılmazsa insanı zehirleyebiliyor.

Üçüncü sırada Afrika’dan bir yemek var: Boğa kurbağası bacağı. Adından da anlaşılacağı gibi, boğa kurbağasının bacaklarından yapılıyor. Bu kurbağanın en sevdiği hayvan fare olduğu için de tabii birçok hastalık taşıyabiliyor. Buna rağmen Kongo, Mozambik, Tanzanya gibi ülkelerde ‘boğa kurbağası bacağı’ deyince insanların ağzı sulanıyor. 

Sıradaki yemeğimiz Japonya’dan. Pufferfish. Türkçe söylenişiyle, Balon balığı, tehlike anında vücudunun 3 katı büyüyor. Ayrıca bir özelliği daha var: Dünyanın en zehirli ikinci deniz canlısı. Menüsünde balon balığı olan restoranlar Japon hükümeti tarafından sürekli kontrol ediliyor. Aşçıların özel eğitimden geçmesi gerekiyor. Aksi takdirde, bu balığı yiyenler anında ölüyor.

Beşinci yemeğimiz yine bir balık. Bunun adı taş balığı. Dünyanın en zehirli balıklarından biri olarak kabul ediliyor. Kızartması Singapur’da çok popüler ve özellikle de yavruları makbul. İlginç olansa, tadının hiç de iyi olmadığı söyleniyor. Fakat yine de birçok restoranda servis ediliyor.



Bu bir şarap. Çin’de ve Kore’de sağlık amacıyla içiliyor. Yavru fareler daha gözleri kapalıyken annelerinin yanından alınıyor ve canlı canlı pirinç şarabının içine konuluyor. Dediklerine göre bu şarap astımdan böbrek hastalıklarına kadar birçok rahatsızlığa iyi geliyormuş. Üstelik içtikten sonra bir tane de yavru fare yiyorlar. Sözün bittiği yerdeyiz arkadaşlar.

İşte bu da Yılan Şarabı. Vietnam, Kore ve Çin’de popüler. Birçok hastalığa iyi geldiğini iddia ediyorlar. Özellikle zehirli yılanlardan yapılanı makbul. En çok da kobra kullanıyorlar. İnternette, şarabın içindeki yılanın içenleri ısırdığına dair birçok haber var. Evet, zehir karışması bir yana içindeki yılanlar bile ayrı tehlike arz ediyor. 

Son içeceğimiz yine zehirli bir hayvanla yapılıyor ve yine Asya ülkelerinde yaygın: Akrep şarabı. Pirinç şarabının içine en zehirli akrep türleri konularak yapılıyor. Yılan şarabı gibi bu da hastalıklara 

En Tuhaf Meslekler




Listemize “köpek maması tadıcı” ile başlıyoruz. Yeni geliştirilen bir mamayı köpeğe tattırıp fikrini alma imkanı olmadığı için bunu mecburen insanlar yapıyor. Ancak elbette uzmanlık gerektiren bir iş. Mamanın içeriğindeki karışımı köpeklerin sevip sevmeyeceğini tahmin etmeleri gerekiyor.

İkinci sırada, “yolcu sıkıştırmacı” var. Japonya’da işe geliş ve işten çıkış saatlerinde insanlar metro trenlerine sığmıyor. Yolcu sıkıştırmacıların görevi, vagonların kapısını kapatmak. Bunun için yaptıkları yegane şey de dışarıda kalanları olanca güçleriyle içeri iteklemek. 

Sıradaki tuhaf işimiz, “solucan ayıklamacı”. Organik tarımda kullanılan solucan gübresi, solucan çiftliklerinde üretiliyor. Solucan ayıklamacıların görevi, solucanları topraktan ayırıp kasalara doldurmak. Bunun için de sabahtan akşama kadar onlarca kilo toprağı avuçlayarak elden geçiriyorlar.

Dünyanın en tuhaf işleri listesinde sıra, dondurma tatmacılığında. Bu işin tanımı, dondurmanın damak tadına uygun olup olmadığına dair kalite testi yapmak. İlk duyduğunuzda imrenilecek bir meslek gibi durabilir. Fakat tüm gün dondurma tatmak bir yerden sonra çok da keyifli olmasa gerek. 

Sırada yine eğlenceli görünen bir meslek var: “Su kaydırağı test etmeci”. Görevleri, tatil köylerindeki ve su parklarındaki kaydırakları hem kullanım hem de güvenlik açısından test etmek. Su kaydırağı ne kadar büyük ve karışık olursa işleri o kadar zorlaşıyor. Kaydırakta bazen günlerce kaymak zorunda kalıyorlar.

Tuhaf meslekler listesinde sıra, tüyler ürpen bir işte: “Yılan zehiri çıkarmacı”. Yılanların zehiri özellikle tıpta birçok alanda kullanılıyor. Bu işi yapanlar sabahtan akşama kadar onlarca zehirli yılanla haşır neşir olarak zehrini çıkarıyorlar. Tuhaf olduğu kadar son derece de tehlikeli bir meslek.

Sırada bir diğer tehlikeli meslek var: “Bıçak atıcı asistanlığı”. Yaptığınız iş aslında son derece basit. Bıçak atan kişinin karşısına geçiyorsunuz ve bıçaklarını size doğru fırlatmasını bekliyorsunuz. En zor kısmı, soğukkanlılığı korumak. Çünkü kontrolsüz yaptığınız en küçük hareket yaralanmanıza sebep olabiliyor.

Sıradaki tuhaf meslek, bu listenin en dinlendirici işi olsa gerek: “Otel yatağı test etmeci”. Yaptıkları son derece basit: Bir otele gidip yatakların ne kadar konforlu olduğu deneyerek görüyorlar. Eğer yeterince konforlu değilse, yatağı inceleyerek problemin nerede olduğunu anlamaya çalışıyorlar.

Dünyanın en tuhaf mesleklerinde sıra, en acayip olanda: “Tuvalet test etmeci”. Bu da tabii hayatın bir gerçeği. Sifonu çekince kakaların ne kadar kolay gittiğini birilerinin test etmesi gerek. Fotoğraflarda gördükleriniz elbette gerçek değil. Sahte kakaları soya fasulyesini ezerek üretiyorlar. 

23 Haziran 2015 Salı

Ünlülerin Asıl Mesleği







Muhteşem Yüzyıl’ın Damat Rüstem Paşası Ozan Güven’in asıl mesleği ayakkabı tezgahtarlığıydı. Başta bir süre annesinin iç çamaşırı mağazasında tezgahtarlık yaptı. İşini çok iyi yaptığı için bir ayakkabı mağazasına transfer oldu. Ozan Güven 1997 yılında Çiçeği Büyütmek dizisiyle oyunculuğa başladı. Ama sonraki yıllarda eski mesleğini unutmadı ve bir ayakkabı mağazası açtı. 

Dünyayı Kurtaran Adam Cüneyt Arkın’ın gerçek mesleği doktorluk. 1961 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Mesleğini yapmaya başladıktan 2 yıl sonra bir derginin yarışmasında birinci olunca hayatı değişti. Kaderin cilvesi olsa gerek, yıldızı Gurbet Kuşları’nda filmiyle parladı ve bu filmde bir doktoru oynuyordu. Bir ilginç bilgi daha: Cüneyt Arkın’ın gerçek ismi Fahrettin Cüreklibatur’dur. Yani ilerleyen yıllarda sadece mesleğini değil, adını soyadını da değiştirdi.

Sırada bir başka doktor var. Ünlü şarkıcı Ferhat Göçer. O da Cüneyt Arkın gibi İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun. Hatta ünlü olduktan sonra da mesleğine devam etti. Ünlü değilken Şanlıurfa’da mecburi hizmetini tamamladı. Ünlü olduğu dönemde ise İstanbul’daki Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde çalışıyordu. Mesaisini aksatmadan sürdürdü. Ancak 21 yıllık bir genel cerrahken mesleğini bırakıp şarkıcılığı tercih etti. 

Cem Yılmaz asıl mesleğinde de insanları güldürüyordu ama yazarak değil, çizerek. Mizah dergisi Leman’da “Çekirge” ismini verdiği bir köşesi vardı. “Korkunç Tilbe ve Soru Adamcıkları” adında popüler bir çizgi karakteri yarattı. 1995’in Kasım ayında Leman dergisine ait kafede gösteriye çıktı. Ve çıkış o çıkış. Bugün geldiği nokta ortada. Türkiye’nin en ünlü komedyeni oldu.

2000 yılında “Yalanın Batsın” şarkısıyla şöhreti yakalayan Hande Yener’in asıl mesleği tezgahtarlıktı. Ünlülerin sık sık geldiği bir mağazada çalışıyordu. Sertab Erener, Nilüfer gibi isimlerden onu Sezen Aksu’yla tanıştırmalarını istedi. Ancak istekleri karşılıksız kaldı. Ta ki aynı ricayı Hülya Avşar’a yapıncaya kadar. Hülya Avşar ertesi sabah aradı ve “Sezen seni bekliyor” dedi. Bu telefon Hande Yener’in hayatını değiştirdi. 

İbrahim Tatlıses’in hayatı tam bir başarı hikayesi. Urfa doğumlu sanatçının asıl mesleği inşaat demirciliğiydi. Çalışırken yanık sesiyle türküler söylüyordu. Adanalı bir sinemacı onu duydu ve elinden tuttu. “Ayağında Kundura” şarkısıyla kelimenin tam anlamıyla patladı ve şöhret basamaklarını beşer-onar tırmandı. 

Dilimize dolanmış pek çok şarkının yaratıcısı olan Serdar Ortaç’ın asıl mesleği tornacılıktı. Haydarpaşa Endüstri Meslek Lisesi Torna-Tesviye bölümünden mezun oldu. Babasını isteğiyle tornacılığa başladı çünkü babasının mesleği de aynıydı. Bir radyoda program yapmaya başlaması hayatının akışını değiştirdi. Radyoda mırıldandığı şarkıyı duyan bir müzik yapımcısı Serdar Ortaç’a albüm teklifi götürdü. 1994 yılında çıkardığı Aşk İçin albümündeki Karabiberim şarkısı patlayınca şöhret kapıları ardına kadar açıldı.

Türkiye’nin en iyi oyuncularından biri olan Şener Şen’in asıl mesleği öğretmenlikti. Babası ünlü karakter oyuncusu Ali Şen’di ve babasının yaşadığı zorluklardan ötürü sinemadan uzak durmak istiyordu. İdeallerinin peşine düşerek Muş ve Malazgirt’te 3 yıl öğretmenlik yaptı. İstanbul’a döndüğünde Sirkeci’de tezgah açıp işportacı oldu. Ancak zabıtalardan kaçmaktan bıkınca sinemaya yöneldi. Sinemamızın bu büyük oyuncusunu zabıtalara borçluyuz desek yalan olmaz herhalde.

Türk İnsanı Hakkında ilginç bilgiler



Ortalama Türk erkeğinin boyu 1 metre 72 cm, kilosu ise 75 kilo 800 gram.

Türk erkeğinin ortalama ayakkabı numarası 42, penis boyu ise 14 cm.

Ülkemizde 1 metre 68 cm ortalamayla en kısa boylu erkekler Trabzon’da, 1 metre 81 cm ile en uzun boylu erkekler İzmir'de.

Türkiye’de 95 kilo 300 gramla en şişman erkekler Konya’da, 75 kilo 400 gramla en zayıf erkekler Antalya’da. 

Türk erkeklerinin ortalama evlenme yaşı 27. 

Erkeklerimizin yüzde 40’ı bıyıklı, yüzde 14 buçuğu ise sakallı.

Ülkemizde erkeklerin yüzde 48’i maalesef sigara içiyor.

Erkeklerin ortalama yaşam süresi 72 yıl.

Türkiye’deki en popüler 5 erkek ismi Mehmet, Mustafa, Ahmet, Ali ve Hasan.

Ortalama Türk kadınının boyu 1 metre 61 cm, kilosu ise 67. 

Türk kadınlarının ortalama ayakkabı numarası40, giysi bedenleri ise 38.

Kadınlarımız 23,5 yaşında evleniyor, 28 yaşında çocuk sahibi oluyor. 

Ülkemizde en fazla doğum 122 bin bebekle Ağustos’ta, en az doğum ise 90 bin bebekle Aralık’ta gerçekleşiyor.

Türk kadınlarının yüzde 15’i sigara içiyor.

Kadınların ortalama yaşam süresi 76 yıl.

En popüler kadın isimlerimiz Fatma, Ayşe, Zeynep, Hatice ve Emine.

Türkiye’de en yaygın 5 soyadı Yılmaz, Kaya, Demir, Şahin ve Çelik.

Ülkemizdeki en yaygın 3 burç, Oğlak, Yengeç, İkizler.

Türkiye’de en çok sevilen 3 meyve, karpuz, üzüm, elma.

En çok sevilen 3 sebze ise domates, biber, salatalık. Bu arada, bir dip not olarak kimi bilimadamlarının domatesi meyve saydığını söylemiş olayım.

Türk halkının yüzde 23 buçuğu akraba evliliği yapılıyor. 

Yaklaşık yüzde 9 buçuk ise görücü usulüyle evleniyor.

Türk ailesinin ortalama aylık geliri 1838 TL

Ortalama eğitimimiz 6 nokta 2 yıl.

Türkler haftada 2 kez banyo yapıyor.

Bana göre çok çarpıcı bir bilgi, Türkiye’de aynı kaptan yemek yiyen hane oranı %64.

Son olarak, Türkiye nüfusunun sadece %2’si tek başına yaşıyor.

Şaşıracağınız 30 Bilgi



- Bir erkek sakalını hiç kesmezse dokuz metre uzunluğunda sakalla ölür.

- Yunuslar su içmez. Eğer deniz suyu içerlerse hasta olurlar. Bunun yerine, ihtiyaçları olan sıvıyı yediklerinden alırlar.

- Dünya üstünde yaşayan insanların yüzde onbiri solaktır.

- Baykuşlar, mavi rengi görebilen tek kuştur.

- Bal bozulmaz. 3000 yılık bir balı yiyebilirsiniz.

- Tüm zamanlara baktığınızda eşeklerin öldürdüğü insan sayısı uçak kazalarında ölen insan sayısından fazladır.

- Ördeklerin vakvak’ları eko yapmaz ve bunun nedeni hala çözülememiştir.

- Eğer bir arı yarım kilo balı tek başına üretmiş olsaydı, o balı yapabilmek için 2 milyon çiçeği ziyaret etmesi gerekirdi.

- Okunaklı yazmayan doktorların kötü el yazılarından ötürü yılda 7000 kişi ölür.

- Keçilerin göz kapakları dikdörtgendir.

- Dilin belirli bölümlerinin belirli tadları aldığı aslında yalandır. Bu taa 1901 yılında bir Alman bilim adamının ortaya attığı iddiadır ve doğru olmadığı kanıtlanmıştır.

- Afrika kıtasında 1000’den fazla dil konuşulur.

- Albert Einstein ve Darwin’in ortak özelliği kuzenleri ile evlenmiş olmalarıdır.

- Bir insanda bulunan tüm kanı içebilmek için 1 milyon 200 bin sivrisineğin o kişiyi birer kez ısırması gerekir. 

- Bebekler diz kapakları olmadan doğar. Diz kapağı 2 ile 6 yaş arasında tam belirgin hale gelir.

- Dünyada en çok Rolls Royce otomobil olan şehir Hong Kong’tur.

- Zürafalar 55 santimlik dilleri ile kulaklarının içini temizleyebilir.

- Bir insan konuşurken 72 kasını kullanır.

- Çakmak, kibritten önce icat edildi.

- Bir kutup ayısının karaciğerini yerseniz ölürsünüz. Çünkü kutup ayısının karaciğerinde çok fazla A vitamini vardır ve insan vücudu için o kadar yüksek miktarda A vitamini öldürücüdür.

- Bir sivrisineğin 47 dişi vardır.

- Yılda ortalama 5 milyon kez nefes alırız.

- Amerikan hapishanelerindeki suçluların yüzde 55’i, uyuşturucuyla bağlantılı bir suçtan ötürü yatmaktadır.

- Bir kovanda bulunan bütün dişi balarıları birbirleriyle kız kardeştir.

- Develerin üst üste 3 göz kapağı vardır. Bu sayede gözleri çöldeki kum fırtınalarından korunabilir.

- Bugün kadar dünyada en çok satılmış kitap İncil’dir.

- Köpekbalığı iki gözünü birden kırpabilen tek balıktır.

- Dünya üzerindeki insanların yüzde otuzu hayatlarında bir kez olsun telefonla konuşmamıştır.

- Arıların 5 gözü vardır. Bunların 3 tanesi önde, 2 tanesi arkadadır.

- Bir deniz kabuğunu kulağımıza koyunca duyduğumuz ses aslında kanın damarlarda akarken çıkardığı sestir. Bardağa benzer herhangi bir şeyle de aynı sesi duyabilirsiniz.

Hayvanlarla İlgili 20 Bilgi

Ölümsüz olmak çoğumuzun hayali, ama dünya üstünde bunu başaran tek bir canlı var: Şu an ekranda ismini gördüğünüz hayvan: Turritopsis Dohrnii. Bu bir deniz anası türü. “Ölümsüz deniz anası" olarak da biliniyor.

Bu deniz anası ölmeye yaklaştığında tüm hücre sistemini yeniliyor ve bir nevi yeniden doğuyor. Ya da çocukluğuna geri dönüyor diyelim. Böylece de hiçbir zaman ölmüyor. 

Tabii bir başka canlı tarafından yendiği takdirde ölüyor. O kadar da ölümsüz değil. Fakat bu deniz anası, eceliyle, yani yaşlandığı için asla ölmüyor. 

XXX

Şu an dünya üstünde sizce kaç karınca var dersiniz? Söylüyorum arkadaşlar. Tam 7 kuadrilyon. Yani 7’den sonra 15 sıfır daha koyacaksınız. Ekranda da gördüğünüz üzere, karınca nüfusu hakikaten akıllara zarar.

Karıncaların ne kadar çok olduğunu anlamak için bir karşılaştırma yapalım. Şu an dünya nüfusu 7 milyardan biraz fazla. Bu da demek oluyor ki, herbir insana karşılık tam 1 milyon karınca var.

XXX

Arkadaşlar biliyorsunuz, dünyanın en büyük canlısı mavi balinadır. Bu hayvanın boyu 30 metre, ağırlığı ise 200 ton civarında.

Mavi balinayla ilgili oha diyeceğiniz birkaç rakam daha vereyim. 

Dilinin ağırlığı 3 ton. Şu an ekranda gördüğünüz kalbi ise 600 kilo. Yani aşağı yukarı Volkswagen tospağa araba kadar. Bir insan, mavi balinanın damarlarında emekleyerek dolaşabilir.

Son bir ilginç bilgi daha. Dünyanın en büyük penisi de haliyle bu canlıda. Mavi balinanın penisi yaklaşık 3 metre. 

XXX

Bilim insanları ineklerde arkadaşlık duygusu olduğunu ortaya çıkarmış. Bir inek, sürüdeki bir veya birkaç inekle iyi arkadaş oluyormuş ve tıpkı insanlar gibi zamanlarını beraber geçiriyorlarmış.

Zaman geçirmek dediysek gözümüzde büyütmeyelim tabii. Beraber otlamak, ahıra girerken sıraya girdiklerinde arka arkaya olmak gibi şeyler kast ediliyor. Aralarında geyik muhabbeti var mı, yani iletişim kuruyorlar mı onu henüz bilmiyoruz.

XXX

Deniz aslanları ile foklar arasındaki en temel fark deniz aslanlarının kulaklarının olmasıdır.

Domuzların orgazmı 30 dakika sürer. Şu an kaç arkadaşımız “ulan domuz olmak varmış” dedi? 

Kaplumbağalar popolarından nefes alabilir.

Çin'de bir pandayı öldürmenin cezası idamdır.



Kelebekler yiyeceklerin tadına ayaklarıyla bakar.

Fareler gıdıklandığında güler.

Yunuslar da insanlar gibi birbirlerine ismiyle hitap eder. Yani yunusların ismi vardır.

Eğer koşullar gerektiriyorsa istiridyeler üreyebilmek için cinsiyetlerini değiştirebilir.

İnsanların parmak izi gibi her köpeğin burun izi de farklıdır. Bir başka deyişle, burun izi o köpeğe özeldir.

Kargalar birbirlerine eşek şakası yapabilecek kadar zekidir.

Deve kuşu attan hızlı koşabilir ve erkek deve kuşu tıpkı aslanlar gibi kükreyebilir.

Uçabilen tek memeli hayvan yarasadır.

Filler 5 kilometre uzaktan suyun kokusunu alabilir.

İnsanları ısırma vakaları göz önüne alındığında, sosis köpekler, pitbul’lardan çok daha saldırgandır.

İnekler ayakta uyuyabilir ama sadece oturur pozisyonda uyuduklarında rüya görürler.

Hipopotamlar gerektiğinde insanlar kadar hızlı koşabilir. Yetişkin bir hipopotamın 3 ton ağırlığında olduğunu hatırlatalım. Oha hakikaten. 

En Zengin 10 Devlet Başkanı


Dünyanın en zengin liderleri listesinin onuncu sırasında, Umman Sultanı Kâbus Bin Said var. Babasını devirerek tahtı ele geçiren ve 45 yıldır iktidarını sürdüren Sultan'ın serveti 700 milyon dolar.

Listemizin dokuzuncu sırasında Kazakistan Başkanı Nursultan Nazarbayev oturuyor. Serveti 1 milyar dolar Nazarbayev, Sovyetler Birliği dağıldığından bu yana iktidarda. 2005'te yapılan başkanlık seçiminini de halkın yüzde 91 buçuk oyunu alarak kazandı.

En zengin liderler listesinin sekizinci sırasında Monako Prensi İkinci Albert var. Onun serveti de 1 milyar dolar. Monako, dünyanın en küçük ülkelerinden biri olmasına karşın Monte Karlo'daki kumarhanelerden büyük gelir elde ediyor.

Yedinci sıradaki liderimiz, Fas Kralı Altıncı Muhammed. Serveti 2 buçuk milyar dolar. 51 yaşındaki kral, babasının ölümünden sonra tahta geçti. 15 yıldır ülkesini yönetiyor.

Zengin liderler listesinin altıncı sırasındaki isim, Lihtenştayn Prensi İkinci Hans-Adam. Serveti 4 milyar dolar. Yüzölçümü 160 kilometrekare olan bu miniminnacık ülkenin başarısı, finans sektöründeki hakimiyetinden kaynaklanıyor.

Listemizin beşinci sırasında, Dubai Emiri Muhammed Bin Raşid Al Maktum var. Serveti 4 milyar dolar. Kendisi aynı zamanda Birleşik Arap Emirlikleri'nin de Başbakanı. Parasının kaynağı elbette petrol.

Dördüncü sıradaki kişi, Birleşik Arap Emirlikleri'nden bir başka isim: Abu Dabi Emiri ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin devlet başkanı olan Kalifa bin Zayed El Nahyan. Serveti 15 milyar dolar. 

Üçüncü sırada, Suudi Arabistan Kralı Salman Bin Abdulaziz El Saud var. Serveti 18 milyar dolar. Kardeşinin ölümü üzerine 2015 başında kral oldu. Allah gecinden versin ama 80 yaşına merdiven dayadığı için krallığının keyfini uzun süre çıkaramayabilir.

İkinci sıradaki isim, Brunei Sultanı Hassanal Bolkiah. Serveti 20 milyar dolar. 1800 odalık sarayında yaşayan Sultan’ın nadir lüks arabalardan oluşan koleksiyonu da kendisi kadar ünlü. Hatta Ferrari, Bugatti, Bentley gibi markaların sadece ona özel ürettiği arabalar var.

Ve geldik dünyanın en zengin liderine: Tayland Kralı Bhumibol Adulyadej. Serveti tam 30 milyar dolar. Ülkesinde sevilen biri olan Kral, silahlara, caz müziğe ve yatçılık sporuna olan merakıyla tanınıyor.

En Tuhaf 10 Spor


“extreme ironing”. Türkçe’ye “sıradışı ütü yapma” diye çevirebiliriz. Amaç, en zor koşullarda ütü masasının üzerinde tişört ütülemek. Tek ve veya takım halinde yapılabiliyor. 1997 yılında İngiltere’de ortaya çıkmış. Öyle popüler ki, 2002’de Dünya Şampiyonası bile düzenlendi. 

Sıradaki spor için öncelikle dağ gelinciğini tanımamız lazım. Bu aslında evcil bir hayvan. Tavşan avında kullanılıyor. Ayrıca acayip bir sporda da işe yarıyor: Pantolonun içine gelincik atma. İngiltere’nin bazı bölgelerinde çok popüler. Tek bir kural var, gelinciği mümkün olan en uzun süre içeride tutmak. Dünya rekoru 5 saat 30 dakika. Dağ gelinciğinin dişlerini görünce, ne kadar tehlikeli olduğunu bir spor olduğunu anlayabiliyorsunuz.

Listemizdeki bir diğer spor, “küvet yarışı”. Küvetler bir nevi sürat motoruna dönüştürülüyor. Kanada’da 1967 yılından bu yana yapılan sporun binlerce fan’ı var. Küvet botunun hangi özelliklere sahip olması gerektiği tanımlanmış durumda. Sadece buna uygun küvetlerle yarışabiliyorsunuz.

Sıradaki sporun ismi “Kuşadam Ralisi”. Sporcular kendi yaptıkları basit planörlerle veya kanatlarla yüksek bir yerden atlıyor. Altlarında deniz veya nehir var. Müsabakalar Avustralya’dan Japonya’ya pek çok ülkede düzenleniyor. Yarışmacılar en uzağa gitmeye çalışıyor ama asıl amaç tabii ki eğlenmek.

Listemize en zorlu sporlardan biri olan “Bataklık yarışı” ile devam ediyoruz. Adından da anlaşıldığı gibi, bu yüzme yarışı, bataklıkta yapılıyor. Sporcular şnorkel ve palet giymek zorunda. Mesafe en az 55, en fazla 110 metre olabiliyor. Dünya bataklık yarışı 1994’ten bu yana her yıl, erkekler, kadınlar ve gençler olmak üzere 3 kategoride yapılıyor. 

Tuhaf sporlar listesinde İskandinav ülkelerinde popüler olan bir spor var: Eş Taşıma. 1800’lü yıllardan beri yapılan bu yarışta koşan kişi erkek, üstündeki de kadın oluyor. Eş taşıma’nın temel kuralları ise şöyle: Yarış pisti 253 metre ve bir kısmı kuru, bir kısmı su olacak. Üstteki eş 49 kilodan hafif olmayacak. Ve taşıdığınız eş ile aranızda duygusal bir ilişki olacak.

Sıradaki sporumuz, klasik “yastık savaşı” üzerine kurulu. Bunun için Kanada’nın Toronto şehrinde yarı profesyonel bir lig var. Sadece kadın sporcular katılabiliyor. Yastıkla yapılan her tür hamle serbest. Rakibinizi tuş ederek veya pes ettirerek kazanabiliyorsunuz. 

Sırada, “Kütük Yuvarlama” adındaki su sporu var. Amerika’da federasyonu bile olan bu ilginç sporda amaç, düşmeden kütüğün üzerinde kalmak. Rakibinize dokunamıyorsanız ama ayağınızla su sıçratabiliyorsunuz. Ayağınıza krampon giymek serbest. Hatta bu spora özel daha fazla çivisi olan kramponlar üretiliyor.

Listemizde sonlara yaklaşıyoruz. “Satranç boksu”, zekaya ve güce dayalı iki sporun birleştirilmesiyle ortaya çıkmış. Müsabaka 11 round’dan oluşuyor. Bunların 6’sı satranç, 5’i de boks maçı. Rakibinizi mat veya nakavt ederek; yahut da sayı ile yenebiliyorsunuz. Bu sporun uluslararası federasyonu da var ve her yıl dünya şampiyonası düzenleniyor.

Bu listedeki en acayip spora geldik: Solucan cezbetme. Amaç, toprağı kazmadan solucanları etkileyerek toprağın üstüne çıkarmak. İngiltere’de çok yaygın. En çok kullanılan yöntem ise toprağı titreştirmek. Bunun için flüt çalanlar bile var. Finalde de yüzeye çıkan solucanlar toplanıp sayılıyor ve birinci olan takım belli oluyor.

Dünyanın En Küçük Ülkeleri






Listemizin onuncu sırasındaki ülke, Maldivler. Yüzölçümü 298 kilometrekare. Yani İstanbul’un Çatalca ilçesinden daha küçük. Hint Okyanusu’ndaki yüzlerce adadan oluşan ülkenin resmi dini İslamiyet.

En küçük ülkeler listesinin dokuzuncu sırasında Seyşeller var. Yüzölçümü 277 kilometrekare. Bu haliyle İstanbul’un Silivri ilçesinden daha küçük. Uzun yıllar İngiltere’nin sömürgesi olan ülke, 1976’da bağımsızlığını kazandı.

Sıradaki ülkeyi duyduğunuzu sanmıyorum: Saint Kitts ve Nevis. 1983 yılından bu yana bağımsız. Karayipler’deki iki adadan oluşan ülkenin yüzölçümü 269 kilometrekare. İstanbul’un Arnavutköy ilçesinden daha küçük.

Listemizin yedinci sırasında 181 kilometrekare büyüklüğünde bir ülke var: Marşal Adaları. İstanbul’un Eyüp ilçesinden daha küçük. Pasifik Okyanusu’ndaki adalardan oluşan ülkenin nüfusu sadece 68 bin. 

Altıncı sıradaki ülkemiz, Lihtenştayn. İsviçre ile Avusturya arasındaki ülkenin yüzölçümü 160 kilometrekare. Türk milli takımı Lihtenştayn ile iki kez karşı karşıya geldi. İlkini beş-sıfır, ikincisini üç-sıfır kazandık.

Dünyanın en küçük beşinci ülkesi yine Avrupa’dan: San Marino. 62 kilometrekare yüzölçümü olan ülke, İtalya’nın kuzeyinde. Dördüncü yüzyılda kurulduğu için Avrupa’nın en eski ülkesi olarak kabul ediliyor.

Listemizin dördüncü sırasında, Tuvalu var. Yüzölçümü sadece 23 kilometrekare. Pasifik Okyanusu’ndaki adalar topluluğundan oluşuyor. 10 bin nüfusa sahip olan ülke 1978’den bu yana bağımsız.


Üçüncü sıradaki ülke, Pasifik Okyanusu’ndaki küçük bir ada: Nauru. Yüzölçümü 20 kilometrekare. 9 bin nüfusa sahip olan ülke, ondokuzuncu yüzyılda Almanya’nın sömürgesiydi. 1968’de Birleşmiş Milletler’in onayıyla bağımsız bir ülke haline geldi.

Dünyanın en küçük ikinci ülkesindeyiz. Fransa’ya komşu olan, Monaco. Yüzölçümü sadece ve sadece 1 nokta 8 kilometrekare. Nüfusu 36 bin kişi. Ülke, Monte Carlo’daki kumarhaneleriyle ve prensesleriyle ünlü. 

İşte geldik dünyanın en küçük ülkesine: Hıristiyan dünyasının dini lideri Papa’ya ev sahipliği yapan, Vatikan. Yüzölçümü 1 kilometrekareden bile küçük: 517 metrekare. Gerçekte Roma’da bir semt olan ülkenin nüfusu yalnızca 770 kişi. Tabii çoğu da din görevlilerinden oluşuyor.

En Pahalı 10 Araba






Listemizin onuncu sırasında bir Mercedes modeli var: Mercedes-Benz CL65 AMG Coupe. Büyük ve güçlü el yapımı motoruyla öne çıkan Alman malı otomobilin satış fiyatı 215 bin 500 dolar. Yani Türk parasıyla 486 bin lira.

Dokuzuncu sırada İngiliz yapımı bir araba var: Aston Martin Vanquish. İki kapılı olan otomobil 100 kilometreye 4 nokta 1 saniyede çıkıyor. Fiyatı 279 bin 995 dolar. Türk lirası ile 632 bin lira ediyor.

En pahalı otomobiller listesinin sekizinci sırasında yine bir İngiliz arabası var: Bentley Mulsanne. Arabanın içi ağaç ve deri ile döşenmiş. Fiyatı 298 bin 900 dolar. Yani 675 bin Türk lirası.

Listemizdeki yedinci pahalı otomobil bir başka İngiltere markası: Rolls-Royce Phantom Extended Wheelbase. Aslında fiyatı Bentley ile aynı. 675 bin liraya anahtarını alabiliyorsunuz. Modelinden anlaşılacağı üzere, diğerlerinden geniş tekerlekleri ile ayrışıyor.

Altıncı sırada bu listede olmazsa şaşıracağımız bir İtalyan markası var: Ferrari F12berlinetta. 100 kilometreye 3 nokta 1 saniyede çıkan bu güzelliğin fiyatı 315 bin 888 dolar. Bu da 713 bin liraya karşılık geliyor. 

Beşinci sırada bir Alman otomobili var: Porsche 918 Spyder. Bu bir hibrit araba. Yani elektrikle de çalışıyor. 100 kilometreye 2 buçuk saniyede çıkan bu canavarın fiyatı 845 bin dolar. Almaya giderken yanınıza 1 milyon 900 bin Türk lirası alın.

Dünyanın en pahalı otomobilleri listesinin dördüncü sırasında ülkemizde pek tanınmayan bir İngiliz markası var: Hennessey Venom GT. Milyonun üzerinde satış fiyatı olan ilk arabamız bu. 1 milyon 200 bin dolardan satılıyor. Türk parası ile 2 milyon 710 bin TL.

Geldik dünyanın en pahalı üç arabasına. Üçüncü sırada adını ilk kez duyduğum bir İsveç markası var: Koenigsegg Agera S. Motoru bin beygir olan arabanın fiyatı 1 milyon 520 bin dolar. 3 milyon 432 bin liraya kapının önüne çekiyorsunuz.

Dünyanın en pahalı ikinci otomobili bir Fransız markası: Bugatti Veyron 16.4 Grand Sport Vitesse. Firmanın iddiasına göre, yollardaki en hızlı araç bu. Geçen yıl yapılan denemede kadranı 411 kilometreyi görmüş. Fiyatı mı? Çok net: 2 buçuk milyon dolar. Bizim paramızla 5 milyon 644 bin lira yapıyor.

Ve geldik 2014 yılı itibarıyla dünyanın en pahalı arabasına. Bir İtalyan markası. Sizce hangisi olabilir? Evet, doğru: Lamborghini Veneno Roadster. Sadece 9 adet üretilen arabanın fiyatı tam 4 buçuk milyon dolar. Türk lirası olarak söylersek, 10 milyon 160 bin TL. Yani Boğaz'da bir yalı yerine bu arabayı alabilirsiniz. İyi günlerde kullanın.

En Tehlikeli 10 Köpek









Listemizin onuncu sırasındaki cins, boksör köpekler. Alman kökenli köpeğin yetişkinleri 22-30 kilo ağırlığa ulaşıyor. Kişiliği oyuncu, enerjik ve korumacı. Güçlü patileri ve ısırığıyla tanınıyor. Sahibini korumak için her şeye göze alan bir köpek.

Dokuzuncu sıradaki köpek ırkı, “Kurt Hibrit”. Daha da Türkçe söylersek, “Kurt Kırması” diyebiliriz. Genelde gri kurt ve köpeklerin birleşiminden doğan Kurt Hibrit, vahşi güdüleri hala güçlü olduğu için son derece tehlikeli bir cins. Zaten bu yüzden de, bazı ülkelerde yetiştirilmesi yasak.

En tehlikeli köpekler listesinin sekizinci sırasında, Danua var. Dev cüssesi ile tanınan bu köpek iyi bir şekilde yetiştirilirse son derece uysal oluyor. Ama tam tersini yaparsanız, kontrol edilemez bir makineye dönüşüyor.

Yedinci sıradaki köpek ırkı, çov çov. Bizdeki ismiyle, Çin Aslanı. Aslında son derece sakin bir aile köpeği. Ancak doğasında saldırganlık olduğu için dikkatli yetiştirilmesi gerekiyor. Çin aslanı itaat etmeyi sevmeyen fakat sahibine de sevgiyle bağlanan bir köpek.

Altıncı sırada, Haski, yahut Sibirya Kurdu ismiyle bilinen cins var. Irkın geçmişinde hep çalışma amaçlı kullanım olduğu için sosyalleşmeye yatkın değil. Saldırgan bir şekilde yetiştirilirse insanların yanısıra kendinden küçük hayvanlara da saldırabiliyor.

Tehlikeli köpekler listesinin beşinci sırasında bizde pek yaygın olmayan Alaska Malamut ırkı var. Sibirya Kurdu gibi bu da geçmişinde hep taşımacılık için kullanılmış. Bu nedenle insanlara itaat etmeye yatkın olsa da, eline fırsat geçtiğinde son derece saldırgan olabiliyor.

Listemizin dördüncü sırasında, tandık bir isim var: Doberman. Sahibine saldırma vakaları az ama yabancılara şans tanımıyor. Zaten bu nedenle genelde aile köpeği olarak değil, bahçe koruması için besleniyor. Güçlü ve atik bir fiziği var. Filmlerde de bekçi köpeği olarak sık sık karşımıza çıkıyor.

Ve geldik en tehlikeli ilk üç köpek ırkına. Bundan sonrakiler hep tanıdık isimler.

Üçüncü sıradaki köpek cinsi, Alman Kurdu. Bizde Alman Çoban Köpeği olarak da biliniyor. Çenesi çok güçlü olduğu için ısırığıyla ünlü. Zekasından ve cesaretinden ötürü polis köpeği olarak kullanılıyor. İyi yetiştirilmediği takdirde maalesef saldırgan olmaya eğilimli bir ırk.

İkinci sıradaki köpek Rottweller. İnsanların ciddi bir şekilde yaralandığı vakaların yarısı bu köpekler tarafından yapılmış. Çok güçlü ve enerjik bir köpek. Yetiştirilme tarzı çok önemli. Özellikle bekçilik için yetiştirildiğinde son derece saldırgan oluyor. Bu köpeğe sahip olmak isteyenler çok dikkatli olmalı.

En tehlikeli köpek ırkları listesinin birinci sırasına geldik. Muhtemelen tahmin ettiniz. Evet, dünyanın en saldırgan köpek cinsi, Pitbul. O kadar tehlikeli ki, insanlara saldırdığında ölümle sonuçlanabiliyor. Çocuklara saldırdığı pek çok vaka var. Bu köpeğe sahip olmak isteyenler mutlaka çok küçükken almalı ve profesyonel destek alarak yetiştirmeli. Ama yine de çok dikkatli olmalı çünkü köpek dövüşlerinde kulanılan Pitbul’un güvenilir bir köpek olduğunu söylemek mümkün değil.